Sevgili okurlar hepinize hayırlı, sağlıklı, huzurlu ve kazancı bol olan bir hafta diliyorum.

TUİK’in belirlemiş olduğu enflasyon oranına göre kira, MTV, maaşlar ve diğer enflasyona endeksli olan kanuni artışlar belirlenmektedir.

Düşünsenize ülkemizdeki emekli, devlet memuru ve işçi maaşlarını bunlara %60 gibi bir maaş vermeye kalksalar hem devlet hem de işveren bu yükün altında kalınca emekli maaşı alamama, işsizlik ve gibi işten çıkarma gibi sonuçları olabilir. Bu çok daha kötü sonuçlar beraberinde getirecektir.

Buna göre devleti yönetenlerin yeni ekonomi modeli diye Çin’deki modeli ülkemizde uygulamasıyla az maaş verilmesi, fiyatların artmasıyla gelir-gider dengesinin bozulmasına neden olacak ve zorunlu olarak harcamalar ve tüketim azalacaktır.

Bunun akabinde lüks tüketim mallarına ve zaruri olmayan harcamalara yönlenemeyecek olan tüketiciler, sadece zaruri ve yaşam için gerekli olan harcamalara yönelecek.

Bu sebeple ithal ürünlere, özellikle taşıt ve pahalı elektronik malzemeler ( telefon, bilgisayar, oyun konsolları vb. ) ürünler alınamayacak ve ithalat azalacak.

Çin modelini örnek almışsak Çin gibi üretmemiz ve ürettiğimizi dışarıya satmamız yani ihracatı kendi %100 hammadde ve yarı hammaddemizi kendimizin ürettiği ürünleri pazarlamamız gerekiyor.

Yapılması gereken, ekonomik koşulların ve yaşamın zorlaştığı, insanların geçinemediği büyük şehirler ve diğer şehirlerden köye göçün özendirilmesi ve insanların tarım ve hayvancılığa teşvik edilmesiyle gıdaya yönelik ürünlerin yetiştirilmesini ve bu ürünlerin ihraç edilerek ülkeye bir girdi elde etmesini sağlamak. Bu yazdıklarımın yapılmaması halinde halk sadece yoksulluğa ve işsizliğe sevk edilecek.

Faizin düşmesiyle çiftçinin, esnafın ve halkın faize ezdirilmemesi güzel bir düşünce ancak, faizin düşmesiyle çıkan döviz ve altının fiyatı bahse konu kesimi bu yükün altında bırakıp ezmektedir. Bir tarafın düzelmesi diğer tarafı yıkıyorsa o çözüm ve plan iyi bir plan değildir.

Üretmeden kalkınmanın olmayacağını düşünürsek bu ekonomik program ülkemiz için tam bir felaket olacak neticesinde tüketim azaldığından mevcut fabrikalar ve iş yerleri ya kapatacak ya da küçülme yoluna gidecek. Dolayısıyla işçi çıkartılmasıyla işsizlik çok daha fazla artacak ve sosyal sorunlar meydana gelecek. Arz-talep dengesinin ve gelir-gider dengesinin bozulmasıyla bozulan ekonomik dengenin düzeltilmesi çok zor hale gelecek ve akabinde ülkede nahoş ve istenmeyen olayların meydana gelmesine davetiye çıkaracak.

Gerçek yapılması gereken ve sorunu çözecek olan tek çözüm ise ilk olarak Avrupa ile ilişkilerimizi düzelterek en azından Avrupa ortak para birimine geçmek ve TL’ den vazgeçmek olacaktır. Bu sayede faiz sıfır veya 0,5 gibi oranlara çekilebilir ve parayla para kazanma devri sona ermiş olur.

Yastık altında bulunan döviz ve özellikle altının çok olması şuan mevcut para piyasasını olumsuz etkilemektedir.

Avrupa para birimine (€) geçildiğinde faizin de sıfır gibi bir orana çekilmesiyle bu yastık altındaki para ve dövizlerden de para kazanma olayı bittiğinde bu para ve altınlar ekonomiye girmek zorunda kalacak ve ülkede girişim ve yatırımcılar çoğalmaya başlayacak.

Ancak üstte belirttiğim şehirden köye göçü ve tarımsal ve hayvansal alanlarda üretim yapıp yan sanayiye de önem verilmesiyle tarım ürünleri ihraç eden ülke haline geliriz ve ihracatımızı arttırırız.

Tüketimi azaltmak gene elimizde; insanlara verilen eğitim ve açıklamalarla lüks ve zorunlu olmayan tüketim mallarının tüketilmesini üzerine biraz daha vergi koyarak azaltabiliriz.

Ülke üreten bir ülke haline gelirse, kişi başına düşen milli gelirin de artmasıyla vergiyi de azaltarak halkın sosyal refahının üst seviyelere ulaşmasını sağlayabiliriz.

Netice itibarıyla yapılması gereken büyük bir reform ve devrim niteliğinde bir ekonomi politikasıdır. Her şeyin yeniden yapılanması ve taşların yerinden oynaması gerekmektedir.

Ülkemizde adalet, hukuk, eğitim, işsizlik ve fakirlik sorunları varken en önemlisi tek adam rejiminin parlamenter sisteme dönüşmesi ve iktidar ve devletin vatandaşına güven ve eşitlik ilkesine dayalı politikalar üretmesi gerekmektedir.

Mevcut şartlarda devletimize yapacağımız en büyük katkı yastık altında bulunan paraları en azından bankaya yatırılmasıyla sıcak paranın ekonomiye girmesini sağlamaktır. Bu bize bir şey kaybettirmez iktidara kızıp devlete zarar gelmesine müsaade etmeyelim.

Sağlık ve huzur içinde bir hafta diliyorum.