Tarımda Allah’ın lütfetmiş olduğu bir toprağa, coğrafyaya ve imkanlara sahip olduğumuz bu topraklarda, iklim, toprağın yapısı, su ve akarsular bakımından zengin ve sınırsız imkanları olan Dünyadaki nadir ülkelerden biriyiz.

Ülkemizde her ürün türü her bölgenin ayrı coğrafi yapısının ve iklim koşullarının olması bize son derece bir avantaj sağlamaktadır.

Ülkemiz coğrafi bölge olarak rekabetçi ve dinamik bir endüstriye, ucuz ve kalifiye iş gücü ve yabancı yatırımcılar için girişimde bulunması son derece cazip bir ülkedir.

Karadeniz bölgesinin konumu ve yetişen bitkiler, sebzeler ve meyvelerin farklı olası, iç Anadolu, Ege, Güney, Marmara bölgesi , Doğu ve Güney doğu Anadolu bölgesinin iklim, toprak ve coğrafi yapısının farklı olması bizlere Allah tarafından verilmiş olan bir lütuf olduğunu düşünüyorum.

Bu kadar olumlu ve geniş imkanlara sahip olmamıza rağmen bugün yurt dışından sebze, meyve ve diğer ürünlerin ithal edilmesi son derece üzücü ve vahim bir olaydır.

Kalkınmada birinci önceliğimiz ve olmazsa olmaz hedefimizin tarım ve hayvancılıkta olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü insanlar lüks arabasız, lüks evsiz, lüks giyimsiz olabilirler ama yemeden ve beslenmeden yapamazlar,

Dünya nüfusunun hızla arttığı bir devirdeyiz ve gıda ihtiyacı her geçen gün artmaktadır.

Ulaşımdaki imkanlar ve hedef pazarlara olan yakınlığımız ile üç bir tarafı denizle çevrili olan, göller, ırmaklar, nehirler ve akarsuların çokluğuyla genç nüfusun fazla olması bize rakip ülkelerden daha fazla avantaj sağlamaktadır.

Rahmetli Ulu Önder Atatürk’ün sözünü bir kez daha yazmak ve hatırlatmak istiyorum. “Köylü Milletin Efendisidir” sözü boşuna edilmiş bir söz değildir. İnsanlar toprakları ekmeyip köylerden kentlere göç etmesinin sebeplerini de yazmak istiyorum.

  1. Tarımdaki zor ve zahmetli koşullardan kaçıp daha rahat ve zahmetsiz işlerin tercih edilmesi,
  2. Okuma düzeyinin artmasıyla gençlerin başka ve daha iyi para kazanan meslekleri tercih etmeleri,
  3. Toprakların mirasçılara bölündükçe küçülmesiyle toprakların artık ekilmesine ve verilen emeğe karşı kayda değer bir ürün alınamaması,
  4. Toprak reformunun yeterli olarak yapılamaması,
  5. Devletin elinde bulunan boş arazileri o bölge insanına bedelsiz veya kira karşılığında vermemesi ve boş arazilerin ekilmemesi,
  6. Arazilerin mirasçılarının bir araya gelip paylaşma yapamadıklarından dolayı mirasçıların topraklarını terk etmesiyle toprakların sahipsiz kalması,
  7. Devletin verdiği teşvik ve imkanların yetersiz olması,
  8. Çiftçinin ürettiği ürünün pazarda istenilen düzeyde değer görmemesiyle çiftçinin zarar etmesiyle üretimin bırakılması,
  9. Mazot, tohum, gübre ve diğer giderlerin maliyetinin çok yüksek olması,
  10. Çiftçiliğin özendirilmemesi ve çiftçilik yapacak olan bilinçli bir gençlik yetişmemesi,
  11. Hollanda gibi ülkemizdeki Konya ili büyüklüğündeki bir ülkenin Dünyanın tarım ve hayvancılık ürünlerinde lider konumunda olmasıyla bizim ülkemizin teknolojik ve maddi anlamda geri kalması dolayısıyla ürettiğimiz ürünün iyi fiyatlara ihraç etmemiz gerektiği halde bu pazarı bulamamak ve çiftçilik yapacak olan kesimin özendirilmesinin sağlanamaması,
  12. Devletin ucuz fiyattan ithalat yaparak ülkede üretimi kısıtlaması ve üreticinin kazanamamasıyla üretimi terk etmesi,

Tarım Politikamız Nasıl Düzelir ve Çiftçimizin Geliri Nasıl Artar?

  1. Birinci olarak eğitim konusunda da bahsettiğim gibi Devletin tarımla ilgili olarak meslek liselerinin açılmasıyla bilinçli ve teknolojik imkanları araştıran, maliyet hesabını yapabilen bir neslin yetiştirilmesiyle başlayacaktır.
  2. Devlet özellikle arazi reformu yapıp boş arazilerin işletilmesini sağlayarak çiftçinin kazanmasına ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik kararlar almalıdır,
  3. Devlet elindeki hazine arazilerinin işletilmesi için gerekli düzenlemeyi yapmalı çiftçiye ücretsiz olarak araziyi işlemesi karşılığında vermelidir,
  4. Tarım Kredi kooperatifleri kurarak üretime bir planlama yapılmasıyla eksik ve fazla olarak üretim yapılmasının kontrol edilmesi,
  5. Çiftçiye üretmiş olduğu ürün kadar teşvik verilmesi,
  6. Üretim için teşvik alan bazı kötü niyetli çiftçiler ve kişiler için bir üst madde de belirttiğim gibi üretime göre yani tespit edilen ürün miktarına göre teşvikten faydalanmasının sağlanmasıyla verilen kredilerin ve teşviklerin iş yapan düzgün ürün üretmeye çalışan çiftçilerin faydalanmasının sağlanması,
  7. Kendi tohumumuzu kendimiz üreteceğimiz bir teknolojik imkanlar sağlanması, bununla ilgili olarak araştırma üniversiteleri ve Laboratuvarlarının kurulmasının sağlanması, kısacası AR_GE ve bilimsel çalışmaların yapılması,
  8. Tarımda ihtiyaç olan tüm imkanların devlet tarafınca yerine getirilmesi,
  9. Su ve sulama tertibatının sağlanması,
  10. Çiftçinin ürettiği ürünün üretimin planlamasıyla paralel olarak üretim miktarının belirlenmesiyle birlikte satılma garantisinin verilmesi,
  11. Çiftçinin ürettiği ürünlerin bölgede kurulacak olan kooperatiflere verilmesiyle pazarlara buradan sevkiyatının sağlanmasıyla çiftçinin kandırılarak elinden ucuza malın alınmasının engellenmesi,
  12. Ürünlere bir standart, ambalaj ve kalite standardının getirilmesi,
  13. Ülkemizin tarıma elverişli arazilerinin yapılanmaya kapatılmasıyla tarım arazilerinin betonlaşmasının engellenmesi.
  14. Çöplerde ayrıştırma yapılmasıyla, büyük gıda üretici firmalarının, yemek firmalarının ve büyük fabrikaların yemek artıklarının geri dönüşümde değerlendirilmesiyle, tabiattaki bitki atıklarının geri dönüşümde değerlendirilmesiyle gübre için bir çözüm olacağını düşünüyorum.

Hayırlı haftalar diliyorum ve önümüzde ki Ramazan bayramınızı kutluyorum.